Karbon Ayak İzi
Nedir?
Giriş
Günümüzde
kapitalizmin vahşi tüketim anlayışı nedeniyle tüketim alışkanlıklarındaki
değişiklik çevresel tahribata neden olmaktadır. Aşırı ve bilinçsiz tüketim aık
miktarının artmasına ve çevre kirliliğine neden olmaktadır. TÜİK’in yayınladığı rapora göre Türkiye’de
2022 yılında; imalat sanayi işyerleri, maden işletmeleri, termik santraller,
organize sanayi bölgeleri (OSB) ve hanehalklarında 29,4 milyon tonu tehlikeli
olmak üzere toplam 109,2 milyon ton atık oluşmuştur (TÜİK, 2022).
Sanayi devrimi sonrasında sanayi merkezli
kentleşme, şehir planlarındaki yanlışlıklar ve nüfus planlamasındaki
eksiklikler nedeniyle özellikle ülkemizde şehirler atık üreten merkezler haline
geldiği gibi bu atıkların yönetimi de önemli bir yere sahip olmaktadır. Atık
yönetiminde yaşanan aksaklıklar şehirleri daha da yaşanılamaz hale getirmekle birlikte
bulaşıcı hastalıklar, ruhsal sorunlar gibi sağlık sorunlarına da sebebiyet
vermektedir. Ayrıca atık yönetimde gösterilen eksiklikler nedeniyle geri
kazanımı ile yerel yöneticilere ek mali kaynak olabilecek atıklar israf
edilmektedir. Özellikle yerel yönetimlerde atık yönetimi hayati bir öneme sahip
olmaktadır.
Karbon Ayak İzi Tanım:
Karbon
ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı
açısından faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür ve iki ana parçadan
oluşur. Doğrudan ayak izi ve dolaylı ayak izi.
Birincil
Ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım (araba ve uçak) dahil olmak üzere
fosil yakıtların yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
İkincil
Ayak izi, kullandığımız ürünlerin tüm yaşam döngüsünden bu ürünlerin imalatı ve
en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
Aslında
karbondioksit ve diğer sera gazları atmosferimizde oluşumundan beri vardır ve
tıpkı sera gibi ısıyı içinde tutarak dünyayı yaşanabilir kılmıştır. Yirminci
yüzyılda endüstriyelleşmenin başlamasıyla bu gazların atmosferdeki miktarı
artmış, küresel ortalama sıcaklar daha çok ısının tutulması ile yükselmiştir.
Bunun sonucu da karşımıza son yıllarda iyice kendini hissettiren iklim
değişikliği olarak çıkmaktadır. Bizler her gün yaptığımız faaliyetler ile bu
sera gazlarının salınımına neden olmakta ve dünyanın geleceğini etkilemekteyiz.
Kapsamı:
Karbon
ayak izi, bireysel ve kurumsal olmak üzere iki amaç üzerine hesaplanmaktadır.
Bireysel karbon ayak izi, bir kişinin tüketim alışkanlıkları doğrultusunda
oluşturduğu karbon ayak izini temsil ederken; kurumsal karbon ayak izi bir
şirketin faaliyetleri doğrultusunda ortaya çıkan karbondioksit emisyonunu temsil
etmektedir. Karbon ayak izi hesaplanırken, bir mal ya da hizmetin hammadde
tedarikinden müşteriye ulaşınca kadar geçen sürede tüketilen doğal kaynak
miktarının karbon dioksit eş değeri olarak ifadesidir.
Karbon ayak izi, birim karbondioksit
cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin
çevreye verdiği zararın ölçüsüdür.
CO2e, "karbondioksit eşdeğeri"
anlamına gelir ve farklı sera gazlarının emisyonlarını küresel ısınma
etkilerine göre karşılaştırmak için kullanılan bir ölçüm birimidir. Ölçülen tüm
sera gazlarının birleşik emisyonlarıyla aynı ısınma etkisine sahip olan CO2
miktarını temsil eder.
CO2e, farklı sera
gazlarının etkilerini karşılaştırmamıza yardımcı olmak için BM'in
Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından oluşturulmuştur. Her
gazın farklı bir küresel ısınma potansiyeli olduğundan hangisinin daha kötü
olduğunu ve nerede harekete geçmemiz gerektiğini anlamak zor olabilmektedir.
CO2e tam da bu noktada devreye girer. Yeni evrensel birim, karbondioksit ve
diğer tüm gazlar için de geçerlidir. Metan (CH4), azot oksit (N2O) ve F-gazlar,
Hidroflorokarbonlar (HFC'ler), azot triflorür (NF3), perflorokarbonlar
(PFC'ler) ve sülfür heksaflorür (SF6) bunlar arasındadır. Bir dizi farklı
parametreyi takip etmeye çalışmak yerine her şeyi yönetilebilir halde tutmak
için CO2e'yi kullanılmaktadır.
Karbon Ayak İzini Azaltmanın Yolları
1. Mümkünse güneş, rüzgar enerjisi
gibi yenilenebilir enerji kaynakları, tasarruflu ampul vb. kullanarak
elektrik kullanımını; güneş enerjisi kullanarak doğalgaz
kullanımını azaltabiliriz. Böylece en önemli emisyon kaynaklarından biri
olan enerji tüketimini azaltabiliriz.
2. Ağaçlandırma çalışmalarına katkıda bulunarak dikilen her ağaç
için yılda 12 kg karbondioksit emilimi sağlayabiliriz.
3. Ev, okul ve iş yerlerindeki çöplerimizi geri dönüşüm kutularına
atarak, emisyon oluşumunu önleyebiliriz.
4. İhtiyaçlarımızı karşılarken önceliğimizi geri dönüştürülebilir,
daha yeşil ürünlerden yana kullanarak çevreye katkıda bulunabiliriz. Alacağımız
elektronik aletleri A Sınıfı enerji tüketimi olanlardan tercih ederek doğayı
koruyabiliriz.
5. Toplu taşıma araçlarını kullanarak hatta araç yerine yürüyerek
veya bisiklete binerek emisyonların azalmasına yardımcı olabiliriz.
6. Uçakların kalkış ve inişlerdeki
mil başına yakıt tüketimleri normal seyir halindekinden çok daha yüksek olduğu
için mümkün olduğunca direk uçuşları tercih etmeliyiz.
7. Günlük hayattaki ulaşım ve ısınma
ihtiyaçlarımız için temiz yakıtları tercih edebiliriz. Mümkünse fosil yakıtlı
araçlar yerine elektrikli ve hibrid araçlar tercih edip, ısınma için de yakıt
tercihimizi doğalgazdan yana kullanabiliriz.
Not: Linke tıklayarak
kişisel karbon ayak izinizi hesaplayabilirsiniz;
https://cevre.kucukcekmece.bel.tr/karbonayakizi
İddialar ve Yanıtlar:
1. Karbon Ayak İzi İle Dijital
Kölelik Mi Oluşturulacak?
Karbon ayak izi, bir kişinin yaşam
tarzı, tüketim alışkanlıkları ve genel olarak çevreye olan etkisi hakkında
bilgi sağlayan bir ölçüttür. Ancak, karbon ayak izi kullanarak bir kişiyi
doğrudan dijital kölelik altına sokmak mümkün değildir.
Dijital kölelik genellikle bir kişinin dijital platformlarda bilgilerinin izinsiz olarak kullanılması veya manipüle edilmesiyle ilgilidir. Karbon ayak izi, çevresel etkinin ölçülmesine odaklandığından, bu tür bir izin dışı kullanım için bir araç olarak kullanılamaz.
2. Nüfusun Azaltılması Mı
Planlanıyor?
Karbon ayak izi genellikle bireylerin
veya toplumların çevresel etkisini ölçmek için kullanılır. Karbon ayak izinin
azaltılması, genellikle çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için bir
strateji olarak görülür. Bu stratejiler arasında enerji verimliliğini artırmak,
yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek, sürdürülebilir ulaşım
sistemleri geliştirmek ve atık yönetimini iyileştirmek gibi önlemler bulunur.
Ancak, karbon ayak izini azaltma stratejilerinin nüfus azaltılmasıyla doğrudan bir ilişkisi yoktur. Nüfus politikaları genellikle ayrı bir konu olarak ele alınır ve genellikle sosyal, ekonomik ve demografik faktörlere dayanır. Çevresel sürdürülebilirlik hedefleri ile nüfus politikaları arasında belirli bir bağlantı olabilir, ancak nüfusun azaltılması doğrudan karbon ayak izinin azaltılması için bir hedef değildir.
Tam aksine, karbon ayak izinin azaltılması ile çevresel iyileştirme sağlanabileceği için insanların bünyeleri daha sağlıklı bir hale kavuşacaktır. Böylelikle doğurganlık oranlarındaki artışla birlikte nüfus artışının da olabileceğini söylemek mümkündür.
3. İnekleri Yok Edip Yapay Eti Mi
Getirecekler?
Karbon ayak iziyle ilgili tartışmalar
genellikle insan etkisi üzerine odaklanır ve ineklerin metan gazı salınımı,
sera gazı emisyonları gibi çevresel etkileri tartışmaların bir parçasıdır.
Bununla birlikte, karbon ayak izini azaltma stratejileri genellikle inekleri
yok etmek yerine, tarım ve hayvancılık endüstrisinde daha sürdürülebilir
uygulamaların teşvik edilmesiyle ilgilidir.
Yapay et veya laboratuvar eti, geleneksel hayvancılık yöntemlerine alternatif olarak geliştirilen bir teknolojidir. Bu teknoloji, gerçek et dokusu ve besin değeri sağlayan laboratuvar ortamında yetiştirilen hücrelerin kullanılmasını içerir. Yapay etin potansiyel çevresel faydaları, geleneksel hayvancılık endüstrisine kıyasla daha az sera gazı emisyonu, daha az su tüketimi ve daha az arazi kullanımı gibi faktörlere dayanır.
Ancak, yapay etin ticari olarak yaygınlaşması ve ineklerin yerini alması zaman alabilir ve birçok teknolojik, kültürel, ve ekonomik engel bulunmaktadır. Ayrıca, yapay etin sağlık etkileri ve sosyal kabulü gibi konularda tartışma konusudur. Bu nedenle, ineklerin tamamen yok edilip yapay etin getirilmesi gibi bir senaryo şu anda gerçekçi görünmemektedir.
Ayrıca, ineklerin oluşturacağı sera gazının biyogaz enerjisi elde etmek için kullanılabilmesi ile sağlanacak çevresel fayda üzerinde durmak ve geleneksel hayvancılık faaliyetleri ile ilgili çalışmaları gündemde tutmak çok daha etkili olacaktır. Bununla birlikte; bir adet akıllı cep telefonu üretimi için oluşan CO2 miktarının 55 kg olduğu dünyadaki toplam cep telefonu sayısının 5 milyara yaklaştığı düşünüldüğünde cep telefonu sektörünün ineklerden daha fazla karbon ayak izine sahip olduğu görülmektedir. Kırmızı ete alternatif olarak yapay et öneren merkezlere cep telefonlarına alternatif yeni ve sürdürülebilir iletişim araçları önermek asıl gaye olmalıdır.
4. Kişisel Verilerimizi Kullanarak
Bizleri Mi Fişleyecekler?
Karbon ayak izi, bir kişinin çevreye olan
etkisini ölçmek için kullanılan bir metrik olup genellikle kişisel verilerle
ilişkilendirilir. Ancak, karbon ayak izi hesaplamaları genellikle anonim veya
toplu verilere dayanır ve bireylerin kişisel verileri üzerinde doğrudan bir
etkisi yoktur.
Ayrıca mevcutta kullanılan iletişim araçları,
sosyal medya organları gibi teknolojiler nedeniyle kişilerin verilerinin güvenirliği
halen tartışma konusudur. Kişisel verilerin gizliliğinin elde edilmesine dair
bir araç olarak karbon ayak izi hesaplarında kullanılacak verilerin herhangi bir
sosyal medya hesabından elde edilecek verilerden daha düşük bir ihtimale sahip
olduğu bilinmelidir.
5. Pandemi Döneminde Olduğu Gibi
Zorunlu Kısıtlamalar Mı Gelecek?
Karbon ayak izinin pandemi dönemindeki
gibi zorunlu kısıtlamalarla doğrudan ilişkili olduğunu söylemek doğru olmaz.
Pandemi dönemindeki kısıtlamalar genellikle halk sağlığını korumak için alınan
acil önlemlerdi ve karbon ayak izini azaltmak için değil, hastalığın
yayılmasını kontrol altında tutmak için yapıldı.
Ancak, pandemi dönemindeki deneyimler, bazı çevresel etkiler üzerinde ilginç bir perspektif sağladı. Örneğin, seyahat kısıtlamaları ve iş yerlerinin kapanması gibi önlemler, karbon emisyonlarını azalttı ve hava kalitesini iyileştirdi. Ancak, bu kısıtlamaların sürdürülebilir bir çözüm olmadığı ve uzun vadeli olarak uygulanamayacağı açıktır.
Karbon ayak izini azaltma çabaları genellikle daha uzun vadeli ve kapsamlı stratejilere dayanır. Bunlar arasında yenilenebilir enerji kullanımının teşviki, enerji verimliliğinin artırılması, sürdürülebilir ulaşım sistemlerinin geliştirilmesi ve endüstriyel süreçlerin iyileştirilmesi gibi önlemler bulunur.
Pandemi dönemindeki kısıtlamaların çevresel etkileri hakkında dersler çıkarılarak, karbon ayak izini azaltma çabalarının nasıl yönlendirileceği konusunda daha fazla bilgi edinilebilir. Ancak, bu çabaların pandemi dönemindeki gibi zorunlu kısıtlamalarla doğrudan ilişkili olması beklenmez.
6. Karbon Vergisi İle Zorunlu
Vergiler Mi Alınacak?
Karbon vergisi, fosil yakıt tüketimi gibi sera
gazı emisyonlarına doğrudan bağlı olan faaliyetlerden kaynaklanan çevresel
maliyetleri içeren bir vergidir. Temel amacı, sera gazı emisyonlarını azaltmak
ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik etmektir. Bireylerden ziyade kurumları
ilgilendiren bir vergi sistemidir.
Şu ana kadar Türkiye'de karbon vergisi resmi
olarak uygulanmamaktadır. Karbon vergisi uygulamasında, çeşitli fosil
yakıtların (kömür, petrol, doğalgaz) kullanımı üzerinden bir vergi
getirilebilir. Bu vergi, yakıtların ton başına veya enerji birimi başına satış
fiyatı üzerinden belirlenebilir. Verginin uygulanma şekli, sera gazı
emisyonlarına doğrudan bağlı olan yakıt türlerine göre değişebilir. Hali
hazırda Türkiye’de karbon vergisi yakıt ve enerji alımlarında ÖTV üzerinden
alınmaktadır.
Sonuç:
Karbon ayak izi, çevresel etkimizin ölçüsü
olarak günümüzde önemli bir konu haline gelmiştir. Toplum olarak, tüketim
alışkanlıklarımızın ve endüstriyel faaliyetlerimizin çevresel etkilerini
anlamak ve azaltmak için bilinçli adımlar atmamız gerekmektedir. Atık yönetimi,
enerji kullanımı, ulaşım tercihleri ve ürün seçimindeki kararlarımız, karbon
ayak izimizi belirleyen faktörler arasındadır. Karbon ayak izini azaltmak için
yenilenebilir enerji kullanımını teşvik etmek, atıkları yönetmek ve
sürdürülebilir ürünler tercih etmek gibi adımlar atılabilir. Bireyler olarak,
küçük de olsa bu adımların çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayacağını
unutmamalıyız. İnsanlık olarak, karbon ayak izimizi azaltmak için iş birliği
içinde hareket etmeli ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için
çaba sarf etmeliyiz.
Tasavvufi bakış açısıyla karbon ayak izi
hesaplamasını nefis muhasebesine benzetmek mümkündür. Çevresel tahribata vermiş
olduğumuz katkının muhasebesini yapmak ve hatalarımızı telafi edebilmek adına
bir araç olarak görmeli ve bu konuda adımlar atmalıyız.
Günümüz çevresel krizin boyutlarını ölçebilmek adına karbon ayak
izi hesabını bir fırsat olarak görmeli ve çevresel tahribatın çözüm yolunu ‘’Sakın dengeyi bozmayın!’’ (Kuran55:8) ayeti ve su içtikten sonra her
zaman "Bize rahmetiyle tatlı ve lezzetli suyu içiren ve günahlarımız
yüzünden onu tuzlu ve acı yapmayan Allah'a hamd olsun" duasını yapan İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in çevre
anlayışında bulmak mümkündür.
Kaynak
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Atik-Istatistikleri-2022-49570
https://www.semtrio.com/blog/karbon-ayak-izi-nedir
https://dacd.artvin.edu.tr/tr/download/article-file/1923261
Yorum Gönder